Ekibimiz
İlk ve orta öğretimini Manisa’da tamamlayan Av. Arb. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ, 2013 yılında Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans eğitimini bitirmiştir. 2014 yılından bu yana Ayrancı & Emin Hukuk Ofisinin kurucu ortağı olarak mesleğini icra etmektedir.
Aynı zamanda Adalet Bakanlığına bağlı arabulucu olup İş Hukuku, Ticaret Hukuku, Tüketici Hukuku alanlarında uzman arabulucudur. Av. Arb. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ, Kira Hukuku Uyuşmazlıkları ve Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıklarında da arabuluculuk hizmeti sunmaktadır.
Av. Arb. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ, 2021 yılından bu yana Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı Uzlaştırmacı görevini yürütmektedir.
Mesleğine başladığı günden bu yana müvekkilleri lehine ortaya koyduğu etkin, farklı ve dinamik hukuki çözümlemeler ile gerek müvekkilleri gerekse de içinde bulunduğu hukuk camiası nezdinde kendisine prestijli bir konum edinmiştir.
Ulusal ve Uluslararası bir çok şirketin yanı sıra çeşitli alanlarda faaliyet gösteren bir çok sivil toplum kuruluşunun Avukatlık ve Danışmanlık hizmetlerini yürütmektedir. Ortaya koyduğu etkin mesleki çalışmaları ile bir çok emsal karara imza atmıştır.
ÇALIŞMA/UZMANLIK ALANLARI
İş Hukuku
Kira Hukuku
Tazminat Hukuku (İş Kazaları, Trafik Kazaları, Maddi ve Manevi Tazminat)
İdari Para Cezalarının İptali
İcra Hukuku
Miras Hukuku
Aile Hukuku
Gayrimenkul Hukuku
İdare Hukuku
Ceza Hukuku
Ticaret ve Şirketler Hukuku
Bilişim Hukuku
Sözleşme Hukuku
SERTİFİKALAR
16-17-18 Ocak 2015- İzmir Barosu CMK Eğitim Çalışması
16-18 Mart 2015- Geliştirilmiş Bilirkişilik Sistemi Eşleştirme Projesi « İş Hukuku Uyuşmazlığı ve İş Kazalarından Kaynaklanan Davalarda Bilirkişilik Konulu Bölgesel Yaygınlaştırma Toplantısı ve Bilirkişi Eğitimi »
Çocuk İstismarı ile Mücadelede Avukatın Rolü- 7-8 Mayıs 2016 İzmir Barosu
Uzlaştırmacı Eğitimi- İzmir Barosu
6284 Sayılı Yasa ve Kadına Yönelik Şiddet Olgusunun Sosyal, Psikolojik ve Hukuksal Boyutu- İzmir Barosu
Liderlik ve Motivasyon- Elginkan Vakfı
Kat Mülkiyeti Hukuku- Toplu Yapılardaki Hukuki Sorunlar ve Çözüm Yolları- İzmir Barosu
Türkiye- Avrupa Birliği İlişkileri ve Uyum Süreci- Selçuk Üniversitesi
Certificate Of Achievement 2018-Bilirkişilik Eğitimi Business Chanell
Uzlaştırmacılık Sertifikası – Başkent Üniversitesi
Arabuluculuk Genel Eğitimi- Ekonomi Üniversitesi
İş Hukukunda Uzmanlık Arabuluculuk Eğitimi- Consensus-Altınbaş Üniversitesi
Tüketici Hukukunda Uzman Arabuluculuk Eğitimi
Ticaret Hukukunda Uzman Arabuluculuk Eğitimi
KATILDIĞI SEMİNER- PANELLER
Türk Ticaret Sempozyumu-Şirketler Hukukundaki Gelişmeler
Konferans- Son Yargıtay Kararları Işığında İcra İflas Hukuku
Seminer- Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kira Sözleşmesi
Hapishaneler, Sivil Toplum ve Üniversitelerin Rolü
İş Hukukunda İbraname ve İkale Sözleşmesi
İlk ve orta öğretimini Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde tamamlayan Av.Leman EMİN SAVSAR, 2010 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamış, ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Kamu Hukuku ABD'da Tezli Yüksek Lisans eğitimine başlamıştır. 2014 yılından bu yana Ayrancı & Emin Hukuk Ofisinin kurucu ortağı olarak mesleğini icra etmektedir.
Mesleki donanım açısında pek çok eğitim, konferans ve panellere katılmış, sivil toplum kuruşlarının yönetim kurullarında yer almış, aktif olarak siyaset hayatına da devam etmektedir. 2019 Yerel Seçimlerinde Belediye Meclis üyeliği görevine seçilmiş, Belediye Meclisinin başta Hukuk ve Denetim Komisyonu olmak üzere diğer komisyonlarında da başkanlık ve üyelik görevlerini yürütmüş ve halen daha meclis üyeliği görevi yürütmektedir.
Meslek yaşamı süresince yurt içinde ve yurt dışında ikamet eden danışanlarına; Boşanma, Nafaka, Mal Paylaşımı, Çocukların Velayetini kapsayan Aile Hukuku, Tahliye ve Kira Hukuku, Tazminat Hukuku ve Alacak Davaları, Özel Hukuk ve Ceza Hukuku alanında sürdürdüğü hukuki danışmanlık ve avukatlık faaliyetlerinin yanı sıra, yurt dışında bulunan vatandaşlarımıza ve yabancılara Vatandaşlık ve Yabancılar Hukuku (Boşanma, Tanıma ve Tenfiz davaları, Gayrimenkul Hukuku) alanlarında hizmet vermeye devam etmektedir.
Mesleğine başladığı günden bu yana müvekkilleri lehine ortaya koyduğu etkin, farklı ve dinamik hukuki çözümlemeler ile gerek müvekkilleri gerekse de içinde bulunduğu hukuk camiası nezdinde kendisine prestijli bir konum edinmiştir.
ÇALIŞMA/UZMANLIK ALANLARI
Aile Hukuku
Kira Hukuku
Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku
İmar Hukuku
Tazminat Hukuku (Trafik Kazaları, Maddi ve Manevi Tazminat)
İcra Hukuku
Miras Hukuku
İş Hukuku
Gayrimenkul Hukuku
İdare Hukuku
Ceza Hukuku
Ticaret ve Şirketler Hukuku
SERTİFİKALAR
16-18 Mart 2015- Geliştirilmiş Bilirkişilik Sistemi Eşleştirme Projesi « İş Hukuku Uyuşmazlığı ve İş Kazalarından Kaynaklanan Davalarda Bilirkişilik Konulu Bölgesel Yaygınlaştırma Toplantısı ve Bilirkişi Eğitimi »
17-19 Nisan 2015- İzmir Barosu CMK Eğitim Çalışması
7 Şubat 2017 Uzlaştırmacı Eğitimi- İzmir Barosu
6284 Sayılı Yasa ve Kadına Yönelik Şiddet Olgusunun Sosyal, Psikolojik ve Hukuksal Boyutu- İzmir Barosu
Arabuluculuk Genel Eğitimi- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Faydalı Bilgiler
T.C.
AYVALIK
SULH CEZA HÂKİMLİĞİ
DEĞİŞİK İŞ KARAR
DEĞİŞİK İŞ NO : 2024/1658 D.İş
HAKİM : ...
KATİP : .....
İTİRAZ EDEN : M.Ö.
VEKİLİ : AV. FİLİZ TUĞÇE AYRANCI İPLİKÇİ
KARARINA İTİRAZ EDİLEN : TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKANLIĞI
VEKİLİ : AV. ZEHRA...
İTİRAZIN KONUSU : İDARİ PARA CEZASI
İTİRAZ TARİHİ : 10/06/2024
KARAR TARİHİ : 08/07/2024
İtiraz eden M.Ö. vekilinin Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen idari para cezası kararının iptaline ilişkin dilekçesi, hakimliğimizin yukarıdaki değişik iş sıra numarasına kaydı yapıldıktan sonra ele alınıp incelendi;
İtiraz eden vekilinin 10/06/2024 günü UYAP üzerinden hakimliğimize göndermiş olduğu dilekçesinde özetle; Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı tarafından tanzim edilen 21/05/2024 tarih ve E-36612508-483.03.03-1434....sayılı idari para cezası kararının, müvekkilinin yetkilisi olduğu markette gece 22:00'den sonra alkol satışı yapılmadığını, marketin sadece tekel bayi niteliğinde olmadığını, gıda, sigara vb. ürünler de bulunduğundan 22:00'den sonrada dükkanın açık kalmaya devam ettiğini, söz konusu tutanağın düzenlendiği 16.05.2024 tarihinde 22:30 sıralarında müvekkilin işyerine gelen müşterinin kuruyemiş ve sigara alarak dükkandan ayrıldığını, aynı gün 23:00 sıralarında jandarmanın müvekkilini ifade için karakola götürdüğünü, satış yapıldığının iddia edildiği esnada jandarmanın dükkanda olmadığını, herhangi bir şekilde suç üstü durumunun söz konusu olmadığını, idari para cezası tutanağında satışın kimin tarafından kime yapıldığının, hangi alkol ürününden kaç tane satıldığının belirtilmediğini, satış anına ilişkin fotoğraf ya da kamera görüntüsü bulunmadığını, alkollü içki alındığına dair alışveriş fişi bulunmadığını, satış yapıldığı iddia edilen müşterinin tutanakta ifadesine yer verilip verilmediği tarafımızca bilinmediğini, müvekkile, idari para ceza sebebi ve tutulan tutanak örneği sorulduğunda bilgi dahi verilmediğini, tutanak örneği ibraz edilmediğini, tutanakta müvekkilin ifadesinin yahut imzasının bulunmadığını, satış yapıldığı iddia edilen müşterinin tutanakta bilgilerinin yer alması halinde mahkemece tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini, müvekkilinin defter ve kayıtları, kasa fişleri ve satış raporları incelendiğinde 22:00 - 06:00 arasında alkollü içki satışı yapıldığına dair hiçbir kayda rastlanmayacağını, idari para cezasının alt sınırının dahi müvekkilin ticari hayatını alt üst edecek nitelikte fahiş olduğundan bu riske girmeyeceğini, sadece kolluk güçleri tarafından tutulan tutanağa itibar edilerek idari para cezası tayin edilmesinin silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğunu, uygulanan idari para cezası ile müvekkilin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, idari para cezası kararı ile alkol satışı yapıldığına dair hiçbir delil ve emarenin bulunmamasına rağmen, tek taraflı beyan ve isnatlar içeren, hiçbir itiraz ve savunmanın dahi dikkate alınmadığı bir tutanak ile idari yaptırımda bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Kararına itiraz edilen Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığına müzekkere yazılarak M.Ö. aleyhine tanzim edilen 21/05/2024 tarih ve E-36612508-483.03.03-14342... sayılı idari yaptırım kararı ile karara dayanak teşkil eden tüm bilgi ve belgelerin ve idari yaptırım kararının itiraz edene tebliğ tarihinin eksiksiz olarak 15 gün içinde UYAP üzerinden hakimliğimize bildirilmesi istenilmiş, 27/06/2024 tarihli üst yazı ile talep edilen tüm bilgi ve belgeler gönderilmiş olup, itirazın 10/06/2024 günü yapıldığı, idari yaptırım kararının ise 30/05/2024 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz başvurusunun 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 27. ve 28. maddeleri uyarınca süresinde ve usulüne uygun olduğu anlaşılması üzerine itirazın esastan incelemesine geçildi.
Dosyanın yapılan incelemesi sonunda; İtiraz eden hakkında 4250 sayılı kanunun 6.maddesinin 5.fıkrası hükmüne aykırı olarak 22:00-06:00 saatleri arasında parekende alkollü içki satışı yapmak eyleminden idari yaptırım uygulandığı,
Soner VE.'nin 16/04/2024 tarihli bilgi alma tutanağında özetle; 4 tane bira ve sigara aldığını, önceden de borcu olduğu için toplam 838,00 TL ödeme yaptığını, ödeme dekontunu kendi rızası ile jandarma ekiplerine teslim ettiğini, alkol satışının 22:00-06:00 arasında yasak olduğuna dair kendisine bilgi veren olmadığını, yasak olduğunu bilse almayacağını beyan ettiği görülmüştür.
Mu.Ö.'ın 16/04/2024 tarihli bilgi alma tutanağında özetle; S. Tekel isimli işletmeyi 3 yıldır işlettiğini, 22:00-06:00 saatleri arasında alkol satışının yasak olduğunu bildiğini ce satmadığını, olay günü elinde poşetle gelen erkek bir şahsın kuruyemiş ve sigara alarak dükkandan ayrıldığını, üzerine atılı suçlamayı karakolda öğrendiğini, arkadaşları dahil 22:00'den sonra kesinlikle alkol satışı yapmadığını beyan ettiği görülmüştür.
16/04/2024 tarihli kollu tutanağı incelendiğinde özetle; 16/04/2024 günü saat 22:40 sıralarında tekele giren bir erkek şahsa alkol satışı yapıldığının değerlendirildiğinin, marketten çıkan şahsın yaklaşık 20 metrelik fiziki takip sonucunda elindeki poşette ne olduğunun sorulduğunun, şahsın 4 adet kırmızı tuborg marka bira olduğunu beyan ettiğinin, yapılan incelemeler neticesinde K. mahallesinde bulunan S. Tekel isimli işletmenin 22:00-06:00 saatleri arasındaki alkol satış yasağını ihlal ettiğinin tespit edilerek alkol alan S.V. ve işletme sahibi M. Ö.'ın bilgi sahibi sıfatıyla beyanlarının alınması maksadıyla karakola davet edilerek işlemlere başlanıldığının belirtildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Alkollü içkinin bahse konu işyerinde satıldığına dair tutanak ve tanık beyanı dışında bir delilin olmadığı, satışa ilişkin herhangi bir fatura, fiş, vb'nin bulunmadığı, S. V.'nin elindeki poşette olduğu belirtilen biralara dair herhangi bir fotoğraf yada video kaydı olmaması, olaya ilişkin çevreden herhangi bir kamera araştırmasının da yapılmadığı, her ne kadar S. V. bira alıp önceki borcuyla birlikte 838,00 TL gönderdiğini beyan ederek para havalesine dair dekont sunmuş ise de, dekontun sadece para havalesi olarak göründüğü, alkol satışı yapıldığına dair resmi belge yerine geçmediği ve bunu ispatlar nitelikte olmadığı, alkol satışına ilişkin somut bir delil olarak kabul edilemeyeceği, iddiaların soyut kaldığı, yapılan değerlendirme sonucunda muteriz vekilinin tanık dinlenilmesi talebine hakimliğimizce gerek duyulmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği muterizin itirazının kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı tarafından tanzim edilen 21/05/2024 tarih ve E-36612508-483.03.03-1434... sayılı idari yaptırım kararına yapılan itirazın 5326 Sayılı Yasanın 28/8-b maddesi uyarınca KABULÜ ile idari yaptırım kararının KALDIRILMASINA,
2-Yargılama giderlerinin kamu üzerine bırakılmasına,
3-Kendisini vekil ile temsil ettiren muteriz adına, AAÜT 14/5 maddesi uyarınca 4.700,00 TL vekalet ücretinin kararına itiraz edilenden alınarak muterize verilmesine,
4-Kararına itiraz edilen kurum vekili adına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, itiraz edenin ve kararına itiraz edilen kurumun yokluğunda CMK'nun 267-268 ve devamı maddeleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde tutanağa geçirilmek şartıyla zabıt katibine beyanla veya hakimliğimize verilecek dilekçe ile Hakimliğimizce değerlendirildikten sonra gerektiğinde reddi halinde Burhaniye Sulh Ceza Hakimliğine gönderilecek evrakta itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.08/07/2024
Katip 238...
e-imzalıdır
Hakim 266...
e-imzalıdır
T.C.
MANİSA
1. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ
DEĞİŞİK İŞ KARAR
DEĞİŞİK İŞ NO : 2024/1672 D.İş
HAKİM : V.
KATİP : S.
BAŞVURUDA BULUNAN : H.E.
VEKİLİ : AV. FİLİZ TUĞÇE AYRANCI İPLİKÇİ
KARARINA İTİRAZ
EDİLEN : TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKANLIĞI
VEKİLİ :AV. YUNUS KAYA
BAŞVURU KONUSU : İdari Para Cezasının Kaldırılması
BAŞVURU TARİHİ : 14/03/2024
KARAR TARİHİ : 30/05/2024
Başvuruda bulunanın itirazının yapılan incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuruda bulunan H.E. vekili Av. Filiz Tuğçe Ayrancı İplikçi'nin 14/03/2024 havale tarihli itiraz dilekçesi ile 27/02/2024 tarih ve E-36612508-483.03.03-133…lı İdari Para Cezası Karar Tutanağına istinaden, 4250 sayılı kanunun 6. Maddesinin 5. Fıkrası hükmüne aykırı olarak 22:00-06:00 saatleri arasında perakende alkollü içki satışı yapmak maddesi uyarınca aleyhine verilen idari para cezasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 28. maddesi gereğince dilekçenin bir sureti ilgili kamu birimine tebliğ olunarak işlem dosyası ile itiraz eden tarafından bildirilen tüm belgeler getirtilerek incelenmiştir.
Başvurucu özetle; idare tarafından toplam 341.223,00 TL. İdari para cezası uygulandığını, yetkili H. E.n bulunmadığı bir zamanda bir satış yapılmamış olmasına rağmen ceza verildiğini, kabul anlamında olmamakla birlikte yetkili H.E'ın arkadaşı B. Ö. tarafından satışın yapıldığı kabul edilse bile firmaya ceza verilemeyeceğini, idari para cezasının iptalini talep etmiştir.
İdare özetle; uygulanan idari para cezasının hukuku uygun olduğunu, bilgi sahibinin yasak saatlerde alkollü içki satın aldığını kabul ettiğini, satın alınan ürünlere ilişkin fotoğrafların mevcut olduğunu, itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Somut olayda içki satışının kolluk tarafından tanzim edilen tutanak içeriğine ve tanık beyanına göre dükkanda B.Ö. isimli şahıs tarafından yapılmış olması karşısında kabahat eylemini işleyen şahıs hakkında idari yaptırım kararı uygulanması gerektiği, bu hususun "suçta ve cezada şahsilik" düsturunun tabi bir neticesi olduğu, …..
İzah edilen nedenlerden ötürü içki satışı yaptığı ifade edilen B. Ö. isimli şahıs yerine işletme sahibi olan başvurucu H.E hakkında mezkur idari yaptırım kararı tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, başvurunun bu nedenle kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hükum kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İtiraza konu idari yaptırım kararının hukuka aykırı olması nedeniyle 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nun 28/8-b maddesi uyarınca başvurunun KABULÜ ile,
2- Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 27/02/2024 tarih ve E-36612508-483.03.03-13383914 sayılı seri -sıra nolu idari para cezası karar tutanağı ile verilen idari para cezasına ilişkin İDARÎ YAPTIRIM KARARININ KALDIRILMASINA, söz konusu para cezasının Maliye veznesine yatırılmış olması halinde sahibine iadesine,
3-Kararın taraflara tebliğine,
4-Başvuruda bulunan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4700,00 TL vekalet ücretinin kararına karşı itiraz edilen kurumdan alınarak, başvuruda bulunana verilmesine,
5-İtiraz nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 5271 sayılı CMK 268. maddesi gereğince 7 günlük süre içerisinde hakimliğimize verilecek dilekçe veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle Manisa 2. Sulh Ceza Hakimliğine İTİRAZ yolu açık olmak üzere karar verildi.30/05/2024
Katip 16.. Hakim 42..
E-imzalıdır E-imzalıdır
T.C.
İZMİR
38. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2023/306 Esas
KARAR NO : 2023/784
[C.SAVCILIĞI ESAS NO] : 2023/15736
GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
DAVACI : K.H.
KATILAN :R.T.E.
VEKİLİ :Av.HÜSEYİN A.
SANIK : A.A.
MÜDAFİİ : Av. FİLİZ TUĞÇE AYRANCI İPLİKÇİ, Halkapınar Mh. 1203 Sk. No:13 Ofis:911 Onuk Plaza Konak/ İZMİR
SUÇ : Cumhurbaşkanına Hakaret
SUÇ TARİHİ / SAATİ : 03/08/2017
SUÇ YERİ : İzmir
KARAR TARİHİ : 09/11/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan yargılama sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20/03/2023 tarihli, 2023/15736 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında; "Yukarıda açık kimliği yazılı olan şüpheli A.A.'ün https://www.facebook.com/ruhsesi url adresli "A......." isimli/rumuzlu facebook hesabı üzerinden; 02.10.2019 rapor tarihinden önce, tam olarak tespit edilemeyen bir tarihte, 1-Cumhurbaşkanının fotoğrafının yer aldığı ve yanında "Yeni Türkiye Yolunda Daima İleri” şeklinde yazı bulunan görseli “Bu sabah öğrendim bende. Akp iktidara galdiginden bu yana “çocuk istismarlari” %670 artış göstermiş. Ben susuyorum akpli arkadaşlar konuşsun. Bir ülkede ki ahlak erezyonundan kim sorumludur. Paralel mi, Rusya mı, PYD mi?” şeklindeki yorumla, 2-Cumhurbaşkanının, Vladimir Putin ile görüşürken çekilmiş fotoğrafına, Viladimir Putin tarafından "Demek bizim uçağı FETÖ düşürdü?" ve Cumhurbaşkanı tarafından "Hee!Benim de diplomamı çalmış p.zevenk..." yazılı konuşma balonları eklenerek oluşturulmuş görseli paylaşarak Cumhurbaşkanına Hakaret suçunu gerçekleştirdiği, Şüphelinin alınan savunmasında "......" şeklinde beyanda bulunduğu, Şüphelinin eyleminin TCK'nın 299/1-2, 43/1 maddeleri kapsamında Cumhurbaşkanına Alenen Zincirleme Hakaret suçunu oluşturduğu ve TCK'nın 299/3 maddesi gereğince isnat edilen suçtan kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine tabi olduğu ve istenen iznin 07/03/2023 tarihinde Bakanlık Olur'u ile verilmiş olduğundan bahisle sanığın Türk Ceza Kanunu 299/1-2, 43/1, 53/1 maddeleri ile cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
SANIK SAVUNMASINDA:"benim kullanmakta olduğum aktif 4-5 tane facebook hesabım vardır. Bu hesapların birçoğu benim işimde kullandığım hesaplardır. Bu hesapların şifresi bir çok kişide bulunmaktadır. Müsnet paylaşımları ben yapmadım. Kimin yaptığını bilmiyorum. Ben hakkımda soruşturma açıldıktan sonra söz konusu hesabı araştırdım ancak söz konusu paylaşıma rastlamadım. Kim sildiyse bilmiyorum. Ayrıca müsnet paylaşımların hakaret içermediğini düşünüyorum.. " biçiminde anlatımlarda bulunmuştur.
SANIK MÜDAFİİ BEYANINDA: savunmalara katılıyoruz. Savunmamızı ayrıntılı olarak sunacağız. Araştırma raporuna baktığımız zaman müvekkilimin hesabından yapılan paylaşımların hangi tarihte yapıldığı tam olarak tespit edilememiştir. İddianame ve raporda ki tarihler farklıdır. Rapor tarihinin suç tarihi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Söz konusu paylaşımların hangi tarihte yapıldığının kesin olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Müvekkilim paylaşımlara rastlayamamıştır. Yapılan bu paylaşımlar ihbar üzerine alınmış paylaşımlardır. Dava zaman aşımı süresinin 8 yıl olduğu düşünülecek olursa ve müvekkilimin de geriye dönük on yıllık bir geçmişe dönük inceleme yaparak söz konusu paylaşımlara rastlayamamış olması nazara alınırsa davanın zaman aşımına uğramış olabileceği de söz konusudur. Bu paylaşımların müvekkil tarafından yapıldığını kabul etmemekle birlikte. İlk paylaşımda Ak Parti döneminde çocuk istismarının arttığına yönelik bir düşünce açıklamasıdır. Bu paylaşım Cumhurbaşkanına karşı bir hakaret bulunmayıp sadece Ak partinin icraatlarına yönelik bir eleştiri söz konusudur. Yine çocuk istismarının Ak Parti yönetimi döneminde arttığına dair gazete haberlerini dosyaya sunmak istiyoruz. İkinci paylaşımda yine Cumhurbaşkanına hakaret suçu bulunmamaktadır. Söz konusu görselde doğrudan Cumhurbaşkanına yöneltilmiş hakaret sayılabilecek herhangi bir söz bulunmamaktadır." biçiminde anlatımlarda bulunmuştur.
--Suçtan zarar görme ihtimaline binaen, müştekinin CMK 238. Maddesi gereğince katılan sıfatı ile usulüne uygun vekaletnamesi gereğince Av. H. katılan vekili sıfatı ile dava ve duruşmalara kabulüne karar verilmiştir.
İDDİA MAKAMI MÜTALAASINDA: sanığın https://www.facebook.com/ru url adresli "..." isimli/rumuzlu facebook hesabı üzerinden; 02.10.2019 rapor tarihinde; 1-Cumhurbaşkanının fotoğrafının yer aldığı ve yanında "Yeni Türkiye Yolunda Daima İleri” şeklinde yazı bulunan görseli “Bu sabah öğrendim bende. Akp iktidara galdiginden bu yana “çocuk istismarlari” %670 artış göstermiş. Ben susuyorum akpli arkadaşlar konuşsun. Bir ülkede ki ahlak erezyonundan kim sorumludur. Paralel mi, Rusya mı, PYD mi?” şeklindeki yorumla, 2-Cumhurbaşkanının, Vladimir Putin ile görüşürken çekilmiş fotoğrafına, Viladimir Putin tarafından "Demek bizim uçağı FETÖ düşürdü?" ve Cumhurbaşkanı tarafından "Hee!Benim de diplomamı çalmış p.zevenk..." yazılı konuşma balonları eklenerek oluşturulmuş görseli paylaştığı, sanığın alınan savunmasında birden çok sosyal medya hesabının olduğunu, şifrelerin birçok kişide olduğunu paylaşımları kendisinin yapmadığını beyan ederek üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, suça konu paylaşım ve yazılan sözler bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın Cumhurbaşkanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olgu isnat ettiği anlaşılmakla sanığın Cumhurbaşkanına alenen hakaret suçundan TCK'nın 299/1-2, 43/1, 53 maddelerince cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa etmiştir.
Sanık savunması, katılma dilekçesi, tanıkların beyanları, araştırma raporu, ekran çıktısı ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; İzmir Cumhuriyet Başsavcıılğı nın yukarıda tarih ve esas nosu yazılı iddianamase ile sanığın https://www.facebook.com/ruhsl adresli "A....." isimli/rumuzlu facebook hesabı üzerinden; 02.10.2019 rapor tarihinden önce, tam olarak tespit edilemeyen bir tarihte, 1-Cumhurbaşkanının fotoğrafının yer aldığı ve yanında "Yeni Türkiye Yolunda Daima İleri” şeklinde yazı bulunan görseli “Bu sabah öğrendim bende. Akp iktidara galdiginden bu yana “çocuk istismarlari” %670 artış göstermiş. Ben susuyorum akpli arkadaşlar konuşsun. Bir ülkede ki ahlak erezyonundan kim sorumludur. Paralel mi, Rusya mı, PYD mi?” şeklindeki yorumla, 2-Cumhurbaşkanının, Vladimir Putin ile görüşürken çekilmiş fotoğrafına, Viladimir Putin tarafından "Demek bizim uçağı FETÖ düşürdü?" ve Cumhurbaşkanı yazılı konuşma balonları eklenerek oluşturulmuş görseli paylaşarak Cumhurbaşkanına Hakaret suçunu gerçekleştirdiği iddiası ile mahkememize kamu davası açılmış olup, sanığın savunmasında suça konu edilen iki paylaşımı da kendisinin yapmadığını beyanla atılı suçlamayı kabul etmediği, sanık tarafından dinlenmesi talep edilen ve mahkememizce dinlenen tanıkların , suça konu paylaşımların yapıldığı sosyal medya hesabının iş yerinde çalışan kişiler tarafından iş amaçlı kullanılan ve şifresi herkeste bulunan bir hesap olduğunu beyan ederek sanığın savunmasını doğruladıkları, iddianamede suça konu edilen 1 nolu paylaşımda Cumhurbaşkanının bizzat şahsına yönelik olarak söylenmiş hakaret teşkil eden bir söylemin bulunmadığı, eleştiri maksatlı söylenmiş üşünce açıklaması niteliğinde olduğu, yine suça konu edilen 2 nolu paylaşımda yer alan görselde , katılanın ağzından fetö terör örgütü elebaşı kast edilerek söylenmiş pezevenk ibaresinin yer aldığı, doğrudan katılanın şahsiyetine, saygınlığına , onuruna karşı yapılmış bir hakaretin paylaşımda yer almadığı, mahkememizce sabit kabul edilerek,
Her ne kadar sanığın Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de, suça konu paylaşımı sanığın yaptığına dair savunmasının aksini gösteren somut delil bulunmaması, yine suça konu paylaşımlarda doğrudan katılana karşı söylenmiş küfür veya hakaret içeren bir söylem bulunmadığı kanaatine varıldığından sanığın atılı suçtan Beraatine,
Karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur,
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile ;
1-Sanığın TCK-299/1-2 maddesi uyarınca cezalandırılması için mahkememize açılan kamu davasında isnad edilen eylemin sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması ayrıca isnat edilen eylemin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle CMK-223/2-a-e maddeleri uyarınca BERAATİNE,
Sanık kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre (17.900) TL vekalet ücretinin KAMU HAZİNESİNDEN ALINARAK SANIĞA VERİLMESİNE,
Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
Dair katılanın yokluğunda, sanık, sanık müdafi ve C.Savcısının yüzüne karşı, katılan açısından tebliğinden, sanık ve iddia makamı açısından tefhimden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak yine tutuklu veya hükümlü olarak ceza infaz kurumu veya tutukevinde bulunması halinde ceza infaz kurumu idaresine beyanda bulunmak veya bu hususta yazılı dilekçe vermek suretiyle İZMİR Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yoluna gidilebileceğinin aksi halde kararın kesinleştirileceğinin belirtilerek verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2023
İZMİR 5.İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/1168
KARAR NO: 2023/1965
DAVACI : M.S.
VEKİLİ : AV. FİLİZ TUĞÇE AYRANCI İPLİKÇİ -(E-Tebligat)
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI -(E-Tebligat)
VEKİLLERİ : AV. -Aynı Yerde
DAVANIN ÖZETİ : Emekli kamu görevlisi olup, kanser hastası olan davacı tarafından, hastalığının tedavisinde kullanılmak üzere doktoru tarafından önerilen ''Vemurafenib" etken maddeli Zelboraf isimli ilaç bedelinin kesinti yapılmaksızın karşılanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Kordon Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 13.02.2023 tarih ve 63898038 sayılı işleminin; hukuka aykırı olduğu, kemoterapi ve radyoterapi tedavilerin denendiği, ancak yeterli sonuç alınamadığı, kanserli hücrelerin yok olmadığı, kanserle mücadele ettiği için söz konusu ilaçlara ihtiyacı olduğu ileri sürülerek yürütülmesinin durdurulması ve iptali ile kendisi tarafından karşılanan toplam 140.343,86 TL ilaç bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi istenilmektedir.
SAVUNMA ÖZETİ : Dava konusu ilacın Sağlık Uygulama Tebliğinde belirtilen bedeli ödenecek ilaçlar listesinde bulunmadığı, sağlık ve sosyal güvenlik hakları Anayasa'nın 56. ve 60. maddelerinde güvence altına alınmış olmakla birlikte söz konusu hakların Devletin mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirileceğinin açık olduğu, unutulmaması gerekenin kanser ilaçlarının ödenmemesi değil, sağlık ve sosyal güvenlik hakkı çerçevesince, Sosyal Güvenlik Kurumunun yükümlülüklerini yerine getirmesinde optimizasyonun (verilen amaç veya amaçlar doğrultusunda belirli kısıtlamaların sağlanarak en uygun çözümün elde edilmesi) sağlanması ve bu ilaçların fiyatlarının çok yüksek olması sebebiyle istismarın önlenmesi olduğu, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren İzmir 5. İdare Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın "Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2.maddesinde; "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir." hükmüne, "Devletin temel amaç ve görevleri" başlıklı 5.maddesinde; "Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır." hükmüne, "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17.maddesinin 1.fıkrasında; "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir." hükmüne, "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddesinde; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." hükmüne, "Sosyal güvenlik hakkı" başlıklı 60.maddesinin 1.fıkrasında ise; "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. " hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma" başlıklı 62.maddesinde; "Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür. Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır. Bu Kanun kapsamındaki kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz" hükmüne, "Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi" başlıklı 63.maddesinde; "Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır:
.....
b) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbi müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbi bakım ve tedaviler.
.....
f) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri...." hükmüne, "Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri'' başlıklı 64.maddesinde, ''Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır: a)Vücut bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası ile meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarda yapılacak sağlık hizmetleri dışında estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti ile estetik amaçlı ortodontik diş tedavileri. b) Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri. c) Yabancı ülke vatandaşlarının; genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut olan kronik hastalıkları, d) 63 üncü maddeye göre yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesi sonucunda Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin kapsamı dışında bırakılan sağlık hizmetleri. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kurumca belirlenen istisnalar hariç olmak üzere ve Kurum mevzuatına uygun olarak fatura edebilirler. Aksi takdirde, bu faturalara ait tutarlar Kurumca karşılanmaz." hükmüne yer verilmiştir.
Devletin, herkesin sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için gerekli teşkilatı kurmakla, yaşam hakkını sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmakla ve sosyal güvenlik hakkını sağlayacak gerekli tedbirleri almakla görevli olduğu ve bu kapsamda sosyal güvenlik hakkına sahip kişilerin tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi için, içlerinde davalı idarenin de yer aldığı bazı kurum ve kuruluşlara düzenleme yapma yetkisi verildiği anlaşılmaktadır. Ancak söz konusu yetkinin, planlama ve bazı düzenlemelerin yapılması amacıyla kullanılması gerektiği açık olup; yetkinin veriliş amacı aşılarak, ilgililerin sağlık hizmetine ulaşmasının engellenmesi veya ağır bir mali yük altında bırakılması sonucunu doğuracak şekilde uygulanması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; emekli kamu görevlisi statüsünde olan davacının "karaciğer metastazlı kolon kanseri'' teşhisi konulmak suretiyle kanser tedavisi gördüğü, tedavisinin devam ettiği İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi tarafından verilen reçete gereği ''Vemurafenib" etken maddeli Zelboraf isimli ilacın kullanılmasının uygun görüldüğü, davacı tarafından ilaç bedelinin davalı kurum tarafından karşılanması istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, davalı idarece ilacın Sağlık Uygulama Tebliği EK:4/A ''Bedeli Ödenecek İlaçlar" listesi'nde yer almadığından bahisle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, kanser hastası olan davacının hastalığının tedavisinde kullanılması için uygun görülen ''Vemurafenib" etken maddeli Zelboraf isimli ilacın, tedavi sürecinin bir parçası olduğu, davacının hastalığı da göz önüne alındığında yaşamsal öneminin bulunduğu, dolayısıyla sözü edilen ilaç bedelinin ödenmemesinin, 5434 sayılı Kanun kapsamında tedavi yardımından yararlanan davacının sağlıklı yaşam hakkı ve sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmayacağı açıktır.
Bu durumda, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmanın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak olduğu ve bu hizmet ve hakların finansmanını kesinti yapılmaksızın sağlamanın davalı idarenin yükümlülüğünde olduğu sonucuna ulaşıldığından, davacının hastalığının tedavisinde kullanılan ''Vemurafenib" etken maddeli Zelboraf isimli ilaç bedelinin davalı idare tarafından karşılanması talebinin reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu işlem hukuka aykırı bulunduğundan Anayasanın 125. maddesinde yer alan; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralı gereğince, davacı tarafından hastalığının tedavisinde kullanılan ve bedeli kendisince karşılanan ilaç bedeline ilişkin toplam 140.343,86 TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusu işlemin İPTALİNE,
2-Davacı tarafından karşılanan ilaç bedeli olan 140.343,86-TL'nin isteminin KABULÜNE, 140.343,86 TL'nin dava tarihinden (23/03/2023) itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ÖDENMESİNE,
3-Hükmedilen tutar zerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 22.455,02 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4-Aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davalı idare tarafından davacıya verilmesine,
5-Hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.586,88-TL nispi karar harcının davalı idare tarafından davacıya verilmesine, hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.586,88-TL nispi karar harcından davanın açıldığı tarihte yatırılan 179,90 -TL harcın mahsubu sonucu kalan 9.406,98-TL'nin davacıya tamamlattırılması için müzekkere yazılmasına
5-Artan posta avansının kararın kesinleşmesinden sonra re'sen taraflara iadesine,
Kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde İzmir Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere 12/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
......NÖBETÇİ SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
İDARİ PARA CEZASINA
İTİRAZ EDEN : A.E.
VEKİLİ : Av. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ
İDARİ PARA CEZASINI
VEREN : T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI - Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı
D. KONUSU :T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI - Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı 21.07.2023 tarihli E-36612508-483.03.03-..... sayılı215.337,00 TL tutarındaki idari para cezasının iptaline karar verilmesi isteminden ibarettir.
TEBLİĞ TARİHİ : 04.08.2023
AÇIKLAMALAR
Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı21.07.2023 tarihli E-36612508-483.03.03-.... sayılı kararı ile müvekkilin işyerinde 26.06.2023 tarihinde saat 23.57 de ..... adresinde bulunan Ayşe Tekel Market isimli işyerinde 22:00 sonrası alkol satışı yapıldığı iddiası ile 215.337,00TL idari para cezası uygulanmıştır. Haksız ve mesnetsiz uygulanan cezanın iptalini talep etme zorunluluğu doğmuştur. Şöyle ki,
1)- Öncelikle belirtmek gerekir ki müvekkilin yetkilisi olduğu markette gece 22:00 sonrası alkol satışı yapılmamaktadır. Market sadece tekel bayi niteliğinde olmayıp gıda, sigara vb ürünler de bulunduğundan 22:00 sonrasında alkol dışındaki ürünlerin satışı nedeniyle dükkan açık kalmaya devam etmektedir. ........... Müvekkile tebliğ edilen idari para cezası tutanağında satışın kimin tarafından yapıldığı, kime yapıldığı hangi alkol ürününden kaç tane satıldığı dahi belirtilmemiştir.
2-)
3-)
4)-GÖREVLİ VE YETKİLİ OLMAYAN POLİS MEMURU TARAFINDAN DÜZENLENEN TUTANAK VE BU TUTANAĞA DAYANILARAK,T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI - Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı 21.07.2023 tarihli E-36612508-483.03.03-...sayılı 215.337,00 TL TUTARINDAKİ İDARİ PARA CEZASI AŞAĞIDAKİ SEBEPLER İLE DE KANUNA VE HUKUKA AYKIRIDIR:
.
.
.
.
5-)Sadece kolluk güçleri tarafından tutulan tutanağa itibar edilerek idari para cezası tayin edilmesi SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİNE AYKIRIDIR;
.
.
.
6-) MÜVEKKİLE VERİLEN İDARİ PARA CEZASI, YARGITAY CEZA GENEL KURULU’NUN 2012/1-1289 Esas- 2013/84 Karar SAYILI 05.03.2013 TARİHLİ İÇTİHATINA DA AÇIKÇA AYKIRIDIR :
.
.
.
DELİLLER :T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI - Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı 21.07.2023 tarihli E-36612508-4.... sayılı215.337,00 TL İdari Para Cezası kararı , kolluk tutanağı(celbi) emsal kararlar, Anayasa Mahkemesi Kararı, işyeri defter, belge ve kayıtları, Yargıtay Kararları, Her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerle, müvekkil aleyhine T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI - Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı 21.07.2023 tarihli E-36612508-4..... sayılı215.337,00 TL İdari Para Cezasının iptaline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı idareden tahsiline karar verilmesini vekaleten talep ederiz.
İtiraz Eden
Vekili
Av. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ
(E-imzalıdır)
Dilekçe, örnek nitelikte olup somut olaya göre ayrıntılı şekilde düzenlenmelidir. Bu sebeple hukuki destek alınması önem arz etmektedir.
İletişim bilgilerimiz sayfada mevcuttur.