Ekibimiz
İlk ve orta öğretimini Manisa’da tamamlayan Av. Arb. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ, 2013 yılında Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans eğitimini bitirmiştir. 2014 yılından bu yana Ayrancı & Emin Hukuk Ofisinin kurucu ortağı olarak mesleğini icra etmektedir.
Aynı zamanda Adalet Bakanlığına bağlı arabulucu olup İş Hukuku, Ticaret Hukuku, Tüketici Hukuku alanlarında uzman arabulucudur. Av. Arb. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ, Kira Hukuku Uyuşmazlıkları ve Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıklarında da arabuluculuk hizmeti sunmaktadır.
Av. Arb. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ, 2021 yılından bu yana Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı Uzlaştırmacı görevini yürütmektedir.
Mesleğine başladığı günden bu yana müvekkilleri lehine ortaya koyduğu etkin, farklı ve dinamik hukuki çözümlemeler ile gerek müvekkilleri gerekse de içinde bulunduğu hukuk camiası nezdinde kendisine prestijli bir konum edinmiştir.
Ulusal ve Uluslararası bir çok şirketin yanı sıra çeşitli alanlarda faaliyet gösteren bir çok sivil toplum kuruluşunun Avukatlık ve Danışmanlık hizmetlerini yürütmektedir. Ortaya koyduğu etkin mesleki çalışmaları ile bir çok emsal karara imza atmıştır.
ÇALIŞMA/UZMANLIK ALANLARI
İş Hukuku
Kira Hukuku
Tazminat Hukuku (İş Kazaları, Trafik Kazaları, Maddi ve Manevi Tazminat)
İdari Para Cezalarının İptali
İcra Hukuku
Miras Hukuku
Aile Hukuku
Gayrimenkul Hukuku
İdare Hukuku
Ceza Hukuku
Ticaret ve Şirketler Hukuku
Bilişim Hukuku
Sözleşme Hukuku
SERTİFİKALAR
16-17-18 Ocak 2015- İzmir Barosu CMK Eğitim Çalışması
16-18 Mart 2015- Geliştirilmiş Bilirkişilik Sistemi Eşleştirme Projesi « İş Hukuku Uyuşmazlığı ve İş Kazalarından Kaynaklanan Davalarda Bilirkişilik Konulu Bölgesel Yaygınlaştırma Toplantısı ve Bilirkişi Eğitimi »
Çocuk İstismarı ile Mücadelede Avukatın Rolü- 7-8 Mayıs 2016 İzmir Barosu
Uzlaştırmacı Eğitimi- İzmir Barosu
6284 Sayılı Yasa ve Kadına Yönelik Şiddet Olgusunun Sosyal, Psikolojik ve Hukuksal Boyutu- İzmir Barosu
Liderlik ve Motivasyon- Elginkan Vakfı
Kat Mülkiyeti Hukuku- Toplu Yapılardaki Hukuki Sorunlar ve Çözüm Yolları- İzmir Barosu
Türkiye- Avrupa Birliği İlişkileri ve Uyum Süreci- Selçuk Üniversitesi
Certificate Of Achievement 2018-Bilirkişilik Eğitimi Business Chanell
Uzlaştırmacılık Sertifikası – Başkent Üniversitesi
Arabuluculuk Genel Eğitimi- Ekonomi Üniversitesi
İş Hukukunda Uzmanlık Arabuluculuk Eğitimi- Consensus-Altınbaş Üniversitesi
Tüketici Hukukunda Uzman Arabuluculuk Eğitimi
Ticaret Hukukunda Uzman Arabuluculuk Eğitimi
KATILDIĞI SEMİNER- PANELLER
Türk Ticaret Sempozyumu-Şirketler Hukukundaki Gelişmeler
Konferans- Son Yargıtay Kararları Işığında İcra İflas Hukuku
Seminer- Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kira Sözleşmesi
Hapishaneler, Sivil Toplum ve Üniversitelerin Rolü
İş Hukukunda İbraname ve İkale Sözleşmesi
İlk ve orta öğretimini Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde tamamlayan Av.Leman EMİN SAVSAR, 2010 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamış, ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Kamu Hukuku ABD'da Tezli Yüksek Lisans eğitimine başlamıştır. 2014 yılından bu yana Ayrancı & Emin Hukuk Ofisinin kurucu ortağı olarak mesleğini icra etmektedir.
Mesleki donanım açısında pek çok eğitim, konferans ve panellere katılmış, sivil toplum kuruşlarının yönetim kurullarında yer almış, aktif olarak siyaset hayatına da devam etmektedir. 2019 Yerel Seçimlerinde Belediye Meclis üyeliği görevine seçilmiş, Belediye Meclisinin başta Hukuk ve Denetim Komisyonu olmak üzere diğer komisyonlarında da başkanlık ve üyelik görevlerini yürütmüş ve halen daha meclis üyeliği görevi yürütmektedir.
Meslek yaşamı süresince yurt içinde ve yurt dışında ikamet eden danışanlarına; Boşanma, Nafaka, Mal Paylaşımı, Çocukların Velayetini kapsayan Aile Hukuku, Tahliye ve Kira Hukuku, Tazminat Hukuku ve Alacak Davaları, Özel Hukuk ve Ceza Hukuku alanında sürdürdüğü hukuki danışmanlık ve avukatlık faaliyetlerinin yanı sıra, yurt dışında bulunan vatandaşlarımıza ve yabancılara Vatandaşlık ve Yabancılar Hukuku (Boşanma, Tanıma ve Tenfiz davaları, Gayrimenkul Hukuku) alanlarında hizmet vermeye devam etmektedir.
Mesleğine başladığı günden bu yana müvekkilleri lehine ortaya koyduğu etkin, farklı ve dinamik hukuki çözümlemeler ile gerek müvekkilleri gerekse de içinde bulunduğu hukuk camiası nezdinde kendisine prestijli bir konum edinmiştir.
ÇALIŞMA/UZMANLIK ALANLARI
Aile Hukuku
Kira Hukuku
Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku
İmar Hukuku
Tazminat Hukuku (Trafik Kazaları, Maddi ve Manevi Tazminat)
İcra Hukuku
Miras Hukuku
İş Hukuku
Gayrimenkul Hukuku
İdare Hukuku
Ceza Hukuku
Ticaret ve Şirketler Hukuku
SERTİFİKALAR
16-18 Mart 2015- Geliştirilmiş Bilirkişilik Sistemi Eşleştirme Projesi « İş Hukuku Uyuşmazlığı ve İş Kazalarından Kaynaklanan Davalarda Bilirkişilik Konulu Bölgesel Yaygınlaştırma Toplantısı ve Bilirkişi Eğitimi »
17-19 Nisan 2015- İzmir Barosu CMK Eğitim Çalışması
7 Şubat 2017 Uzlaştırmacı Eğitimi- İzmir Barosu
6284 Sayılı Yasa ve Kadına Yönelik Şiddet Olgusunun Sosyal, Psikolojik ve Hukuksal Boyutu- İzmir Barosu
Arabuluculuk Genel Eğitimi- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Faydalı Bilgiler
T.C.
İZNİK
SULH CEZA HÂKİMLİĞİ
DEĞİŞİK İŞ KARAR
DEĞİŞİK İŞ NO : 2023/606 D.İş
HAKİM :
KATİP :
İTİRAZ EDEN :
VEKİLİ : Av. FİLİZ TUĞÇEAYRANCI İPLİKÇİ, 75.Yıl Mahallesi 5381 Sokak 24B Yunusemre/ MANİSA
KARARINA İTİRAZ EDİLEN : TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI, Üniversiteler Mah. Dumlupınar Bulvarı, No: 161 Çankaya/ ANKARA
VEKİLİ :
İTİRAZIN KONUSU : İdari Para Cezasına İtiraz
İTİRAZ TARİHİ : 18/08/2023
İtiraz eden vekilinin 14/08/2023 tarihli dilekçesi, ekleri ve tüm dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İtiraz eden 14/08/2023 tarihli dilekçesinde özetle; Tarım Ve Orman Bakanlığı Tütün Ve Alkol Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen idari para cezası kararının usul ve yasaya uygun olmadığını, düzenlenen idari para cezası kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
M.Çelebi Mah. sayılı adreste faaliyet gösteren işletmeciliğini K.Ş'ın yaptığı B.Tekel Market adlı işyerinde 26/06/2023 tarihinde saat 22:00'den sonra alkollü içki satışı yapıldığı ihbarı üzerine yaptığı denetimde parakende alkollü içki satışı yapıldığına dair tutanak tanzim etmesi üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığınca kabahatli aleyhine 4250 sayılı kanunun 6/5 ve 7/1-e maddeleri mucibince idari para cezasına hükmedildiği görülmüştür.
Başvuru dilekçesi, cevap dilekçesi ve ekindeki belgeler, idari yaptırım kararının tüm dayanak belgeleri ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde;
İtiraza konu kabahatin cezai müeyyidesini düzenleyen ve kabahat tarihinde yürürlükte olan 4250 sayılı kanunun 7/1-e bendi ile kabahat tarihinden sonra yürürlüğe giren 7/1-f bendi incelendiğinde kanunun 6. maddesinin beşinci fıkrasının üçüncü cümlesindeki yasağa aykırı hareket edenlere idari para cezasına hükmedileceğinin düzenlendiği görülmüştür. Madde metni incelendiğinde kabahatin fiil unsurunun "kanunun 6. maddesinin beşinci fıkrasının üçüncü cümlesindeki (kabahat tarihinde yürürlükte olan kanuna göre kanunun 6. Maddesinin beşinci fıkrasındaki yasaklara ) yasağa aykırı hareket etme" failinin ise bu yasağa aykırı hareket eden kişi olduğu anlaşılmıştır. Yine 4250 sayılı kanunun kabahat eylemlerini düzenleyen 6. maddesi ile yaptırımları düzenleyen 7. maddesi bir bütün olarak ele alındığında kanun koyucunun iradesinin 4250 sayılı kanunun 6/5 maddesinin 3. cümlesi kapsamında yasağa aykırı hareket fiilinin ve failinin cezalandırılması yönünde olduğu açıktır. Zira kanun koyucu bu iradesini ortaya koyacak biçimde kanunun 6. maddesinin 1 ve 2. fıkraları kapsamındaki yasaklara aykırı hareket etme halinde fail dışında işletme sahibinin de ayrıca cezalandırılacağına ilişkin kanunun 7/1-a maddesinde açık bir düzenleme yapmasına karşın 6/5 maddesinin üçüncü cümlesinde ve 7/1-e ve f maddelerinde bu yönde bir belirleme yapmamış, sadece yasağa aykırı fiilin ve failin cezalandırılacağını belirtmiştir. Ezcümle 4250 sayılı kanunun 6. Maddesinin 5. Fıkrasının 3. Cümlesi ile aynı kanunun 7/1-e ve f maddeleri birlikte değerlendirildiğinde eylemi gerçekleştiren fail dışında işletme sahibine de ayrıca para cezası verileceğine ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı görülmüştür. Her ne kadar genel kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 8/2 maddesinin 2. cümlesinde gerçek kişiye ait bir işte çalışan kişinin bu faaliyeti çerçevesinde işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı iş sahibi kişi hakkında da idari yaptırım uygulanabileceği düzenlenmiş ise de, Kabahatler Kanununun genel kanun olma niteliği ve yukarıda belirtildiği üzere 4250 sayılı kanunda kanun koyucunun itiraza konu kabahat eylemi açısından iradesini açıkça ortaya koyması ile kanunun özel kanun olma niteliği göz önüne alındığında kabahati oluşturan somut fiilin yasak saatte perakande olarak alkollü içki satılması olduğu da dikkate alınarak, işletme sahibi olan kabahatlinin iş yerine bulunmadığı sırada çalışanını veyahut iş yerinde bulunan kişiyi bu yönde azmettirdiğine dair bir delilin de bulunmaması karşısında çalışanın işlediği kanuni tipe uygun fiil sonrası sorumluluğun işletme sahibini de kapsayacak şekilde genişletilmesi cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında 4250 sayılı yasanın 7/1-e ve f maddesine göre, kanunun 6/5-3.cümlesine aykırı hareket halinde "yasağa aykırı hareket edenlere" idari para cezası verileceğinin kaleme alındığı, 26/06/2023 tarihli kolluk tutanağına göre somut olayda kabahat eylemini gerçekleştiren kişinin işletme sahibi olmadığı, M. B. isimli şahıs olduğu, kabahat saatinde iş yerinde bulunmayan işletme sahibinin iş yeri çalışanının veyahut iş yerinde bulunan kişinin yasak saatte alkollü içecek sattığını bilebilecek durumda olmadığı, dosya içerisinde işletme sahibinin kabahat fiilini gerçekleştirdiği ileri sürülen M.B isimli kişiyi bu yönde azmettirdiğine yönelik de herhangi bir delilin mevcut olmadığı anlaşılmakla, muteriz hakkında tanzim olunan idari para cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İtiraz eden vekilinin itiraz başvurusunun KABULÜNE,
2-Tarım Ve Orman Bakanlığı Tütün Ve Alkol Dairesi Başkanlığının E-36612508-483.03.03-.. sayılı idari para cezası kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığından 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 28/8-b maddesi gereğince İPTALİNE,
3-Karardan birer suretin itiraz eden vekiline ve kararına itiraz kurum vekiline tebliğine,
4-Resen yapılan tebligat giderinin hazine üzerinde bırakılmasına,
Dair; itiraz eden ve kararına karşı itiraz edilenin yokluğunda, hükmün tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşuluyla zabıt katibine beyanda bulunmak veya başkaca bir Sulh Ceza Hakimliği aracılığıyla gönderilecek dilekçe suretiyle İnegöl Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.31.07.2025
İHTARNAME
KEŞİDECİ :
VEKİLLERİ : Av. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ 75. Yıl Mh 5381 Sk 24B Yunusemre MANİSA
MUHATAP :
KONU :Yeni malikin bildirilmesidir.
AÇIKLAMALAR:
Kiraya veren M.K. ile aranızdaki 20.08.2020 başlangıç tarihli kira sözleşmesine konu olan ……..Yunusemre MANİSA adresindeki taşınmaz, 24.04.2025 tarihinde müvekkil tarafından satın alınmıştır. (Tapu fotokopisi ektedir.)
Halen kiracısı olduğunuz bu mecurun kira bedelini Ağustos 2025 itibariyle aylık 40.000TL olarak müvekkil adına TR …….nolu iban hesabına, her ayın 20 si ila 25 i arasında ödemenizi ihtaren bildiririz.
Ayrıca taşınmazın bir önceki maliki ile yapmış olduğunuz kira sözleşmesini dönem sonunda aynı şartlarla yenilemeyeceğimizi, yeniden kira sözleşmesi yapılmak istenilmesi halinde bu konuda şartları taraflarca yeniden düzenlenecek yeni bir kira sözleşmesi yapılması gerektiğini işbu ihtarname ile bildiririz.
İhtar Eden Vekili
Avukat Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ
Sayın Noter,
Üç nüsha halinde düzenlenen işbu ihtarnamenin iki nüshasının HIZLI POSTA ile muhataba tebliğini, bir nüshasının dairenizde saklanmasını, tebliğ şerhli bir nüshasının da tarafımıza verilmesini rica ederim.16.05.2025
(Tanzim Yeri) – (Ödeme Tarihi) – (Ödenecek Tutar) – (Keşide Yeri)
…………..………….. - ………………….……. - …………………………… - ……………………………….
İşbu emre yazılı senedim ……………… mukabilinde, …………………… tarihinde Sayın (alacaklı ismi) veya emrühavale ………… yukarıda yazılı yalnız ………….…………. TL …………. Kuruş ödeyeceğiz. bedeli …nakden/malen…………. ahzolunmuştur. İşbu bono vadesinde ödenmediği taktirde, müteakip bonolarında muacceliyet kazanacağını ihtilaf vukuunda …Manisa………….mahkemelerinin görevlerini şimdiden kabul ederim.
İsim : (Borçlu ismi) Düzenleme Tarihi/Yeri
Adres :
T.C. No :
Tarih :
İmza :
İsim :
Adres :
T.C. No :
Tarih :
İmza :
MANİSA (...) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE
DAVACI :
VEKİLİ : Av. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ
DAVALI :
KONU : Fazlaya ilişkin talep ve haklarımızın saklı kalması ve HMK 107. maddesi uyarınca Müvekkile ait araçta meydana gelen zarar nedeniyle şimdilik 100,00- TL Araç Mahrumiyet Bedeli, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili talebimizdir.
HARCA ESAS DEĞER : 100-TL(Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla)
AÇIKLAMALAR :
MANİSA/YUNUSEMRE mevkinde ve 20.05.2025 tarihinde davalı ….'ın sevk ve idaresindeki 35 M 21111 plaka sayılı aracın; müvekkile ait, 45 A 2711111 plaka sayılı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Kazada müvekkilin kusuru bulunmadığı kaza tespit tutanağı ile sabittir.
Kaza sonucunda müvekkile ait araç hasara uğramış olup söz konusu kaza sebebiyle aracını kullanamadığı gün sayısınca uğramış olduğu araç mahrumiyet bedeli ortaya çıkmıştır. Müvekkile ait araç serviste kalmıştır . Bu zararın davalılardan tahsili için işbu davanın açılma zarureti hasıl olmuştur.
TRAFİK KAZASINDA HASARA UĞRAYAN ARACIN ONARIM/TAMİR SÜRESİ BOYUNCA KULLANILAMAMASI SEBEBİYLE ORTAYA ÇIKAN ZARAR, ARAÇ MAHRUMİYET BEDELİNİN TAZMİNATI KONUSUNU OLUŞTURMAKTADIR.
Müvekkile ait aracının uğradığı araç mahrumiyet bedelinin hesaplanması ve neticede davalıdan tazmini gerekmektedir.
Trafik kazasında hasara uğrayan aracın onarım/tamir süresi boyunca kullanılamaması ya da işletilememesi sebebiyle ortaya çıkan zarar, ticari araçlarda (taksi, otobüs, servis, minibüs ve diğer ticari araçlar) ticari kazanç kaybı, ticari olmayan araçlarda ise araç mahrumiyet tazminatı (ikame araç bedeli) tazminatının konusunu oluşturmaktadır.
Kazada hasara uğrayan aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle talep edilen ikame araç bedeli (iş kaybı bedeli) zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kaldığından, SİGORTA ŞİRKETLERİNİN BU ZARARDAN SORUMLU TUTULMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.04.2018 gün ve E:2017/5631, K:2018/4390 sayılı kararı)
Kaza sonucunda uğranılan zarara ilişkin alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesi sebebiyle bu hususta yapılacak tespit sonucunda talep miktarımız artırılmak üzere müvekkilin aracındaki araç mahrumiyet bedelinin tazminini talep etmekteyiz.
Kusur oranına göre hak mahrumiyet kaybı hesaplamasında; hasar gören aracın bilirkişilerce araçtaki hasarın durumu, resim, ve dosyada mevcut diğer belgelerin birlikte değerlendirilmesi; aracın markası, aracın niteliği, yaşı modeli, hasar gördüğü yerin tespitleri yapılarak bir bütün olarak değerlendirilmesi zaruridir. Öte yandan trafik kazasında hasar gören davacı aracının onarımı için geçecek makul sürenin belirlenmesi, özel ve teknik bilgi gerektiren bir husustur. Müvekkilin uğradığı hak mahrumiyet kaybı miktarı uzman bilirkişilerce yapılacak inceleme sonucu tam ve kesin olarak belirlenebilecektir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2016/16052 Esas, 2017/8418 Karar sayılı kararında;“…Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... şirketi, ...'nun 85. maddesinde düzenlenen araç işleteninin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Sigortalı aracın, 3.kişiye verdiği maddi zararı poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere karşılamakla yükümlüdür. ... şirketi 3.kişinin uğradığı gerçek zarardan sorumludur. Sigortacı, ... sözleşmesinden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olarak, aracın onarımı yapılsın ya da yapılmasın, onarıma ilişkin fatura olsun ya da olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisini de (3065 sayılı KDV Kanunu uyarınca) zarar görene ödemek zorundadır…”
HUKUKİ NEDENLER : 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemleri Kanunu ve ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER :
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Kayıtları (İlgili Kurumdan Celbi Taleplidir.)
Sigorta Şirketi Tarafından Açılan Hasar Dosyası (Celp Taleplidir)
Araçların Ruhsat Kayıtları
Kaza Ve Onarım Fotoğrafları
Araç Onarım Faturası
Kaza Tespit Tutanağı
Tanık (Ayrıca Bildirilecektir)
Yemin
NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izahına çalıştığımız nedenlere istinaden; HMK 107. Maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile;
Müvekkile ait araçta meydana gelen kusuru oranına göre şimdilik 100,00- TL Araç Mahrumiyet Bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili,
Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederim.
Davacı Vekili
Av. Filiz Tuğçe AYRANCI İPLİKÇİ
KAT MÜLKİYETİ HUKUKUNDA YÖNETİM PLANININ İPTALİ
Kat mülkiyeti ilişkileri, ortak yaşamın düzenini sağlamak amacıyla hem özel hukuk hem de kamu hukukunu ilgilendiren bir alan olarak karşımıza çıkar. Bu sistemde düzeni sağlayan temel belgelerden biri de yönetim planıdır. Yönetim planı, bir apartman ya da site yaşamını yöneten temel metin olup, ana taşınmazdaki kat maliklerinin uymakla yükümlü olduğu kuralları içerir. Ancak zaman içinde planın hukuka aykırı düzenlenmiş olması, kat maliklerinin haklarını ihlal etmesi veya uygulanamaz hale gelmesi gibi durumlar, yönetim planının iptali davasını gündeme getirebilir.
Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) m.28 gereği, yönetim planı bir apartman ya da site yönetiminin 'anayasası' niteliğindedir. Kat malikleri, yönetim planına uymakla yükümlüdür. Plan; yönetim şekli, giderlerin paylaşımı, ortak alanların kullanımı ve denetim usulleri gibi düzenlemeleri içerir. Yönetim planı, bağımsız bölümler üzerinde kat mülkiyeti kurulurken tescil edilir. Tapu kütüğünde ayrıca belirtilir ve tüm maliklere karşı hüküm doğurur.
Yönetim planının iptali, genellikle Kat Mülkiyeti Kanunu m.28 ile Türk Medeni Kanunu m.2 (dürüstlük kuralı) hükümlerine dayanır. Ayrıca bazı durumlarda Borçlar Kanunu hükümleri de kıyasen uygulanır.
İptal talepleri genellikle şu gerekçelere dayanır:
- Hukuka aykırı düzenlenmiş olması,
- Kat maliklerinin eşitlik ilkesine aykırı yükümlülüklere tabi tutulması,
- Planın ortak iradeyi yansıtmaması,
- Zamanla uygulanamaz hale gelmesi,
- Tapuda kayıtlı plan ile fiili uygulamanın farklılık göstermesi.
Yönetim planının iptali davasını yalnızca:
- Kat malikleri,
- Yeni malik olmuş kişiler,
- Planın kendisine zarar verdiğini ispatlayan kişiler açabilir.
Yönetim planının iptali davası, sulh hukuk mahkemesinde açılır. Yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
Kat Mülkiyeti Kanunu'nda açık bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Ancak MK m.2 uyarınca hakkın kötüye kullanılması durumuna karşı 1 ila 10 yıl arasında değişen değerlendirmeler yapılabilir. Uygulamada, yönetim planının iptali davası her zaman açılabilir, ancak özellikle yeni maliklerin planın öğrenilmesinden itibaren makul süre içinde başvurması beklenir.
Yargıtay, yönetim planlarının iptali konusunda özellikle 'eşitlik ilkesi'ne ve 'dürüstlük kuralı'na aykırılık olup olmadığını denetlemektedir.
Örnek karar:
“Kat maliklerinden yalnızca bazılarına ek gider yüklenmesini öngören yönetim planı hükümleri, eşitlik ve dürüstlük ilkesine aykırıdır. Bu yönüyle iptali gerekir.”
(Yargıtay 20. HD, 2018/3255 E. – 2019/4765 K.)
Yönetim planı, ortak yaşamın temel düzenleyici belgesi olmakla birlikte, her zaman hukuka ve kat maliklerinin menfaatine uygun olmak zorundadır. Hukuka aykırı, eşitlikten uzak ya da uygulanamaz hale gelmiş yönetim planları için iptal davası, kat maliklerinin haklarını korumada önemli bir araçtır. Kat malikleri, iptal davası yoluyla adil ve uygulanabilir bir yönetim planının oluşturulmasına katkı sağlayabilir.
[İLGİLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NE]
DAVACI: [Ad Soyad] – [T.C. Kimlik No] – [Adres]
DAVALI: [Kat Malikleri Topluluğu/ Site Yönetimi] – [Adres]
KONU: Yönetim planının iptali istemidir.
AÇIKLAMALAR:
1. Davalı taşınmazda kat maliki olarak bulunmaktayım. Tapuda kayıtlı yönetim planı, hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı düzenlemeler içermektedir.
2. Kat Mülkiyeti Kanunu ve TMK m.2 gereğince bu planın iptali gerekmektedir.
3. Planın bazı maliklere ayrımcılık yapması ve uygulamada ciddi sorunlara yol açması nedeniyle iptali için dava açma zorunluluğu doğmuştur.
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda arz edilen nedenlerle, tapuda kayıtlı mevcut yönetim planının iptaline karar verilmesini arz ve talep ederim.
Tarih – İmza
[Ad Soyad]